20 Şubat 2014 Perşembe

     "Tanımlar istiyorlar sizden, sonradan aynı tanımlarla canınıza okumak için. Tanımlarınız yoksa, bu sefer konuşturmuyorlar sizi. "Tanımlar veremeyen insan saçmalar" diyorlar. "Saçmalarla ugraşamayız." "Kimseye saçmalama hürriyeti veremeyiz." "Mantıksızlık hürriyeti veremeyiz." Tanımları verince de herkes, daha önceden kendisi için kazılmış olan çukura düşüyor.
 
     Başkaları için de tanımlar istiyorlar sizden. Başkalarının işine karıştırıyorlar sizi zorla. Başkalarının da size karışması için yolu açıyorsunuz böylece. "Bugün neden düşüncelisiniz?" diyorlar. Düşüncelerinizin içine kadar sokuluyorlar. Mantığı ortadan kaldırmadan, bu gidişe bir son vermek, kötülüğe direnmekten vazgeçmek ve gerçek hürriyeti tanımak imkansız."
                                                                                                              
                                                                                                                                             Oğuz  Atay

16 Ocak 2014 Perşembe

Duyduğumla söylediğim
Söylediğimle sustuğum
Sustuğumla düşlediğim
Düşlediğimle unuttuğum
arasında(ki): Şiir

Octavio Paz

10 Ocak 2014 Cuma

Ölgün Doğa


Bir anıyı bir şehre bağlayan
Hat üzerinde
Kendine kıvrılmış, kendine kurumuş
Yapraklar iyileşmez.
Ömür boş yere çıkılan bir yolculuğu anlatır
Yanlış bir yere uğramaktır sonbahar
Hışırdayan rüzgârdır
Yaprak hışırdamaz

Uzun bir yol gibidir gözleri insanın
Gelip geçen bir şey iyileşmez
Bu gece bu hat üzerinde
İyileşen zamandır,
İnsan iyileşmez.

Hadi ömrüm, geriye doğru tara kendini
İlerde bir şey yok, gördün
Yüzünü rüzgâra dön yeniden
İyileşen sen değilsin, zaman.

Zayıf belleğim, sakar algılarla
Bir ömrü hatırlamak zordur kuşkusuz
Ömrüm, hey ömrüm
Seni hatırlamak için yolumu uzattım
Daha fazla zaman verdim kendime
Bu gece, bu orta yaş ovasında
Bu hat üzerinde
Bana bir tek söz söyle.

Birhan Keskin